Meiko Kaji - Flower of Carnage (1973)
Bu gezegende son zamanlarda işlerin niçin yolunda gitmediğine dair kafa yoruyordum. Tam o sırada Meiko Kaji "Kadınlığımı fırlatıp attım aylar önce.." diye seslendi.
Şeker Kız Candy'den değil, hayatın kendisinden bahsediyoruz burada. Japonca şarkı duyunca illa romantik ve çocuksu hayallere kapılmayın yani!..
Kadın-erkek ilişkisi, tarihin en başından beri bir çelişkiler yumağı ve karşıtların birliğidir. Hatta diyebiliriz ki insan yaşamının gücü ve enerjisi, evvelden ezele sürüp giden bu çekişmeden kaynaklanır.
('İlişki' kelimesini 'çelişki' ve 'çekişme' kelimesini de 'karşıtların birliği' kavramıyla yanyana ve hatta eşanlamlı kullandığınız halde hala 'mantıklı laflar' ettiğinizi düşünüyorsanız sizi ayakta alkışlamak istiyorum; 'diyalektik' denilen kavramın sırrına ulaşma yolunda büyük aşama kaydettiğiniz için...)
Friedrich Engels'in Dialektik Der Natur (Doğanın Diyalektiği) adlı eserinde anlattığı şeylerin hiçbiri, hayatın yaratıcı dinamizmini ve dialektiğini göstermek açısından kadın-erkek ilişkisinin karmaşıklığı kadar güzel bir örnek oluşturamaz.
Rudyard Kipling'in "Doğu doğudur, batı da batı.. ve bu ikisi asla bir araya gelmeyecektir.." demesi gibi
İşte tam bu noktada "Hadi oradan hokkabaz, abuk-sabuk konuşma! Senin dünyadan haberin yok. Artık erkekler efemine ve kırılgan (metroseksüel ve giderek homoseksüel) olurken kadınlar da saldırgan ve yıkıcı (denyo ve giderek lezbiyen) oluyorlar..." şeklinde itiraz belirtmeniz gerekiyor arkadaşlar!
İnsan, kendi doğasına ve kimliğine yabancılaştığı ölçüde hayata ve insanlığa da yabancılaşır.
Kendine ve hayata yabancılaşmış bir sürü mutsuz insan (ki biz buna 'modern toplum' diyoruz) bugün Dünya gezegeninin çoğunluğunu oluşturuyor diye, sakın bunun normal ve sağlıklı bir şey olduğunu düşünmeyin!
|
|
Tweets by Eskinin_Adami |