Level 42 - Lessons in Love (1986)
Medya dünyasının akıllı editörleri bilirler ki, yazılardaki kalite ne kadar düşerse, ratingler o kadar artar.
Son bir kaç yazıdır ratinglerimi bu şekilde yükseltmek için denemelerde bulundum. Sonuçlar müspet.
Bu konudaki tecrübelerimi sizlerle paylaşmak isterim. Özellikle INTERNET ortamlarında yazı yazıp yüksek hit oranlarına kavuşmak isteyen arkadaşlarım beni dikkatle okurlarsa, eminim ki faydalı bilgiler bulacaklar.
* * *
(Önce kendinizle ilgili kısa bir hikaye ya da anekdot anlatın. Kendinizle azıcık dalga geçin. Okurlar buna bayılır çünkü siz kendinizi kötüledikçe onlar kendini iyi hissedeceklerdir. Hatta size sempati hisleriyle yaklaşmaları bile olası)
Uzun zamandır kendisinden haber alamadığım bir arkadaş var. Bir keresinde benim resmime bakıp piyanist şantör kılıklı bir tipim olduğu konusunda yorumda bulunmuştu.
(Okurda merak uyandıran bir şey söyleyin. Lafınızın ucu biraz açık kalsın. Merak uyandıran şey, akılda en çok kalan şeydir)
Daha başka şeyler de söylemişti ama o gün pek iltifat eder hali yoktu. O yüzden söylediği diğer lafları şimdilik boşverelim.
(Hikayenize bir tatlı kaşığı duygusallık ve iki tutam şiirsellik katın. Mistik bir ifadeyle okurun dikkatini çekin)
Kendisi nerededir acaba şimdi? Kimbilir hangi eller yakıyordur sigarasını? Boston'da Samuel Adams birası içerken beni düşünüyor mudur arasıra? Korkarım bu soruların cevabını asla öğrenemeyeceğiz.
(Bunun ucunu yarı mizahi, yarı felsefi şekilde bağlayın)
Hayat işte böyledir, sevgili arkadaşlar. Muammalarla doludur. Fazla da kurcalamamak lazım. Sağını solunu bozarız sonra işin yoksa tamirci ara!
(Az önce anlattığınız hikayeyi başka bir noktaya bağlantı için kullanın, öyle ki okuyanlar sizin incelikli girizgah yaptığınızı zannetsin)
Şimdi bakınız, her ne kadar piyanist şantör kılıklı bir tipim olsa da duyarlı taraflarım da yok değildir. Etrafta ne oluyor, ne bitiyor bakarım yani...
(Bilginizi gösteren, birilerini de gıcık edecek sivri bir şeyler söyleyin. Azıcık esprili olması tercih sebebi)
Söz gelişi, çizgi-romanlar konusunda ben de biraz bilgili sayılabilirim. Mesela sizin sütçocuğu dediğiniz Tommiks'in kadınlara nasıl davranmak gerektiği konusunda kendine has yöntemleri olduğunu bilirim.
(Burada resim falan koyun. Hem okurlar biraz gözlerini dinlendirir, hem de resme bakma zevkini giderir. İlginçlik falan olur. Siz de mesajınızı daha güzel ifade etmiş olursunuz.)
(Okurlar hazır gevşemişken siz çalımınızı atın ve ceza sahasına süzülün)
"Aşk-meşk konularında size öğüt ve akıl vermeye çalışanları sallayın gitsin.. Sizden iyisini bilecek değiller ya?"
(Şimdi gollük pozisyona yaklaştınız. Millet dikkat kesildi sizi izliyor)
Yani orada burada "Matematik dersleri verilir" yok efendim "direksiyon dersleri verilir" (diksiyon dersi veren de var meraklısına) veyahut "Uzmanından İngilizce" ilanları görmüyor muyuz? Kampüs duvarları ve gazete ilanları bunlarla dolu değil mi?
Bilgisi olan ders verir, parası olan dersini alır. Eh peki 'aşk dersleri' vermek ve almak isteyenler çıkarsa kim ne karışır?
(Nefis bir şutla tribünlerin nefesini kestiniz. Sıra geldi arkadan yapılacak olası bir faule karşı tedbirinizi almaya...)
Yıllar önce Level 42 (levıl forti-tu diye okuyalım lütfen) bunun şarkısını bile yapmıştı: Lessons in Love
(Şimdi biraz 'örbın lecınd' ayağı yapalım, milletin kafası karışsın)
Level 42'nun vokalisti Mark King aslen Konyalı olup, grup kurulurken "Plaka numarası 42 olsun, zaten benim ayaklarım da 42 numara.." demiştir.
Yalana bak!
İngilizlerin ayakkabı numaraları öyle olmaz! Yedi buçuk, bilemedin sekiz demesi lazımdı...
(Bu kadar laftan sonra iş biter mi? Bitmez! Bir sürü ilginç isimden bahsetmelisiniz, böylece arama motorlarında sayfanızın çıkması ihtimali artar. Bu kısmı okurların okumasına gerek yoktur bile..)
Level 42'nun Something About You ve Running in the Family şarkılarını da çok severdim.
O yıllardan aklımda kalan iki albüm de Mr. Mister grubunun Welcome to the Real World ve Starship grubunun Knee Deep in the Hoopla albümleridir ki, isimlerinin güzelliği bir yana bu iki albümün hit şarkıları Broken Wings ve We Built This City on Rock'n Roll bugün bile dinlerken beni alıp bambaşka alemlere uçurmaktadır.
(Okurlara iyi dileklerinizi ileterek yazınızı bitirin)
Popülariteniz yüksek, hayranlarınız bol olsun!
Meşhur olup parayı bulunca eski dostlarınızı unutmayın, canlarım benim.
|
LESSONS IN LOVE
I'm not proud, I was wrong
And the truth is hard to take
I felt sure we had enough
But our love went overboard
Lifeboat lies lost at sea
I've been trying to reach your shore
Waves of doubt keep drowning me
All the dreams that we were building
We never fulfilled them
Could be better, should be better
For lessons in love
For restless eyes egos burn
And the mold is hard to break
Now we've waded in too deep
And love is overboard
Heavy hearts token words
All the hopes I ever had
Fade like footprints in the sand
All the homes that we were building
We never lived in
Could be better, should be better
Lessons in love
If we lose the time before us
The future will ignore us
We should use it, we could use it, yeah
Lessons in love
Lost without love
Lessons in love
When will you ever learn
Lessons in love
When there's nowhere left to turn
Lessons in love
Don't let your spirit burn
Lessons in love
I'll wait 'till you return
All the dreams that we were building
We never lived them
We could lose it, we should use it
Lessons in love
All the homes that we were building
We never lived in
Could be better (could be better), should be better
Lessons in love
If we lose the time before us
The future will ignore us
We should use it, we could use it (good God)
Lessons in love
|
|