Amerikan Yaşam Tarzı: A GRAND ILLUSION
Aklınız karışık olduğunda gözlerinizi açık tutun, aradığınız cevap kendiliğinden gelip KÜT! diye burnunuza çarpabilir bazen..
(Bu örnekte, gözünüzün açık olması, cevabın burnunuza çarpmasını önlemek için değil.. Burnunuza çarpan şeyin ne olduğunu anlamanız için..)
Kadıköy'deki Akmar pasajına daldığım anda olumlu titreşimler almaya başlamıştım zaten.
(Üst katını boşverin, oranın asıl alt katında ne hazineler var)
Atlantis müzikevine girince titreşimler güçlendi. Ve kısa bir süre sonra uzun süredir aradığım bir CD rafların birinden kendini bana gösterdi:
STYX'in 1996 tarihli Return to Paradise konser albümü...
Bu albümü bulmuş olmak zaten büyük şanstı benim için. Babalar kesinlikle uçurdular beni. Fakat asıl şans, evde albümü dinlerken burnuma çarpan mesajdı.
Kapitalizmin ve Amerikan yaşam tarzının insanı insanlıktan çıkarması ve gezegenimizi kirletiyor olması giderek daha fazla sayıda kişi tarafından farkediliyor. Bu gerçeğin farkında olan çok sayıda Amerikalı sanatçı ve edebiyatçı da var. Ve onlar da ellerinden geldiğince, dillerinin döndüğünce bunu anlatmaya ve bir şeyleri değiştirmeye çalışıyorlar.
STYX; 1970'lerin ortalarından (Vietnam savaşı sonrası) itibaren başlayan ve 80'lerin ikinci yarısına kadar devam eden süreçte (bilhassa Ronald Reagan'ın başkanlığı sırasında) yaşanan dönemi şarkılarında çok iyi yansıtmıştır.
Söz konusu dönem Amerikalıların özgüvenlerini kaybettiği; ekonomik durgunluk ve işsizliğin giderek yükseldiği ve Japon endüstrisinin Amerikan endüstrisine diz çöktürdüğü bir dönemdi.
Örneğin Blue Collar Man şarkısında işsiz kalmış dramını ve umudunu, Mr.Roboto şarkısındaysa "aslında hayatımızı kolaylaştırması gereken makinaların bizi insanlıktan çıkardığını" anlatır STYX.
The Grand Illusion albümü STYX'in 7. stüdyo albümü olup 1977 yılının 7. ayının 7. gününde piyasaya çıktı. Bu albüme adını veren şarkıda ise, medya dünyasının empoze ettiği renkli rüyanın acı bir eleştirisi yapılır. Bu eleştiri aslında Amerika'nın ve kapitalizmin eleştirisidir.
Biz gelelim 1996 tarihli konser albümüne... Grand Illusion şarkısını sunmadan hemen önce Dennis DeYoung şöyle sesleniyor:
Evde oturup televizyon seyrederken aniden ekrandan fırlayan bir şeyi görüp "Hey, benim hayatım niye böyle değil?" dediğiniz oldu mu hiç?
Veya belki oturmuş bir dergiye bakıyorsunuzdur, bir resim veya bir reklam görürsünüz de "Ben işe yaramaz adamın teki olmalıyım çünkü benim hayatım hiç de böyle değil yahu.." dersiniz kendi kendinize..
Hiç böyle hissettiğiniz oldu mu?
Peki öyleyse, bilmek ister misiniz niçin sizin hayatınız televizyonda, filmlerde, dergilerde falan gördüklerinize hiç benzemiyor? Bilmek ister misiniz niye?
Çünkü orada gördüklerinizin hepsi saçmalık!
Filmlerde ve televizyonda veya rock-videolarında (hah ha!) gördüğünüz zırvalara sakın inanmayın. Bunların hepsi başka birilerinin fantazileri işte...
Size ne dediğimi anlıyorsunuz değil mi? Bunlar aslında: BÜYÜK BİR İLLÜZYON!
| GRAND ILLUSION
Welcome to the Grand illusion
Come on in and see what's happening
Pay the price, get your tickets for the show
The stage is set, the band starts playing
Suddenly your heart is pounding
Wishing secretly you were a star.
But don't be fooled by the radio
The TV or the magazines
They show you photographs
Of how your life should be
But they're just someone else's fantasy
So if you think your life is complete confusion
'Cause you never win the game
Just remember that it's a Grand illusion
Deep inside we're all the same.
We're all the same...
So if you think your life is complete confusion
'Cause your neighbors got it made
Just remember that it's a Grand illusion
Deep inside we're all the same.
We're all the same...
America spells competition,
Join us in our blind ambition
Get yourself a brand new motor car
Someday soon we'll stop to ponder
What on Earth's this spell we're under
We made the grade and still we wonder
Who the hell we are |
STYX'in ayrıca Too Much Time on My Hands şarkısında
"I've got dozens of friends
and the fun never ends....
That is as long as I'm buying..."
demişliği vardır ki; 'to buy' fiiline hem 'satın almak' hem de argodaki 'gerçekmiş gibi kabul etmek, inanmak' (Türkçe argosundaki YEMEK fiili gibi yani) anlamlarını aynı anda vererek Amerika'daki sistemin eleştirisini bir çırpıda yapmışlardır.
Bravo diyorum kendilerine!
(İngilizceyi bu kadar yaratıcı konuşabilmek için benim daha kaç fırın ekmek yemem lazım acaba?)
Onlar söyledi, ben yazdım.. Böylece STYX, sizlere aradığınız cevabı ulaştırmış oldu işte. Gökten üç elma düştü, artık kimin kafasını yardıysa...
|