Yeşilçam'da Seks Filmleri Furyası
Seks-avantür veya seks-komedi tarzlarında çekilen o filmlerde kimler oynamamıştı ki... Aydemir Akbaş ve Kazım Kartal gibi o dönemin adeta simgesi' olmuş oyuncuların yanı sıra Salih Güney, Ali Poyrazoğlu, Tugay Toksöz de kamera karşısına geçmişti. Zerrin Egeliler, Dilber Ay ve Arzu Okay gibi isimlerin yanı sıra mesela Seyyal Taner'in de o filmlerde soyunup seviştiğini hatırlayan pek fazla kişi kalmadı. Oysa bugün 40 ve 50'li yaşlarını sürmekte olan Türk erkeklerinin pek çoğu ilk gençlik heyecanlarını o filmlerle yaşamışlardı. Türkiye'de seks filmleri nasıl başladı? Osmanlı'da seks filmlerinin ilk gösterildiği tarih kesin olarak bilinmemekle birlikte, sinema denen icadın bu topraklara girişiyle aynı zamanlara rastladığı sanılıyor. Daha 1922'de bazı yabancı filmlerin 'gençleri zehirledikleri' gerekçesiyle yasaklandığına dair polis kayıtları tutulmuştu. Himaye-i Etfal Cemiyeti (Çocukları Koruma Derneği) Başkanı Dr. Besim Ömer Paşa'nın uyarısıyla harekete geçen İstanbul Polis Müdüriyeti, o sıralar Kadıköy ve Odeon sinemalarını kapatmıştı. Şüphesiz o zamanki film ve resimler bugün yeterince 'tahrik edici' olarak görülmeyebilir ama ahlaka mugayir ve muzır neşriyatın bu topraklarda mazisi oldukça eski. Televizyon yayınlarının başladığı ve giderek ailelerin bu yeni oyuncağın etrafında evlere kapandığı dönemde Yeşilçam sineması da kendine yeni bir çıkış aradı. Melih Gülgen'in 1972'de çektiği ve Behçet Nacar serisinin ilki olan Parçala Behçet filminin 'seks filmleri furyasını' başlatan film olduğu kabul edilir. Bu filmi altı ay oynatan sinemalar bile olmuş, hatta filmin Konya'daki galasına tam 7 bin kişi katılmıştı. İlerleyen dönemde yalnızca Behçet serisi devam etmekle kalmadı, yeni kazanç kapısını gören film yapımcılarını gayretleriyle bu tarzın hemen her türlü varyasyonu denendi. Atilla Dorsay seks filmleri furyasının başlangıcını şöyle anlatır: "Bu filmlerin yayılması, Batı'daki yayılmayı izler biçimde 1970'lerden sonra oldu. TV'nin veremediğini, yani şiddet ve seksi vermeye başlayan sinema özellikle TV alıp izleme düzeyinde olmayan bir kesime, yani gelir düzeyi düşük bir lumpen seyirciye hitap etme yolunu seçti. Söz konusu dönemde İtalyan ve Fransız sineması da yeni erotik açılımlar yapacak ve dönemde yapılan bazı filmler bütün dünyada olay yaratacaktı. Sonradan devamı ve benzerleri çekilecek olan Emmanuelle filmi buna iyi bir örnektir. Artan rekabet yüzünden bütün tabular devrildiEkonominin yasaları seks filmlerinin giderek 'sınırları zorlamasına' neden oldu. 1975 yılından itibaren Türkiye'de enflasyon oranlarının ve hayat pahalılığının da giderek yükselmesi sonucunda seyirciyi sinemaya çekmek giderek zorlaşmaktaydı. Popüler mizah dergisi Gırgır'ın da etkisiyle artık sokaklarda yepyeni ve canlı bir argo dili konuşulur olmuştu. Gençlerin de süratle benimsediği ve 'esprili ve dalgacı' üslup seks filmlerinin adlarına da yansıdı. Agah Özgüç'ün deyimiyle Türk sinemasını 'hela duvarı edebiyatına' döndüren bu film adları aslında 'hayatın içinden' gelen esprilerdi ve ince bir zekanın izlerini taşıyorlardı. Ah Deme Oh De, Beş Dakikada Beşiktaş, Dam Budalası, Fırçana Bayıldım Boyacı, Hasan Almaz Basan Alır, Kartal Pendik Gittik Geldik, Civciv Çıkacak Kuş Çıkacak, Kendin Pişir Kendin Ye gibi isimler hala hatırlardadır. 1980 askeri darbesini izleyen dönemde seks filmleri de yasaklardan nasibini aldı. Türk halkı bundan sonra seks filmlerini 'video' adlı yeni oyuncaktan izlemeye devam edecekti. 1970'li yıllarda yapılan Türk seks filmlerinin pek çoğu 2000'li yıllarda bile VCD olarak kendisine alıcı bulmuştu. Entellektüel kesim aşağılayarak burun kıvırsa da bu filmler Türk erkeklerinin belleğinde nostaljik bir anı olarak yaşamaya devam edecek.
|
|
Tweets by Eskinin_Adami |